0312 476 61 44-45

GüncelBlog

ÇOCUKLARIMIZ VE BAŞKALARININ ÇOCUKLARI İÇİN

Bu ay içinde çocuklarımıza M.Kemal Atatürk tarafından hediye edilmiş bir bayramı , 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlayacağız. Her yıl neşe ve coşku içinde geçen bu anlamlı günde en değerli varlıklarımız, geleceğimizin mimarı çocuklarımızın sorunları da umarız gündeme gelir.

 

Dünya çapında sürekli ve ciddi çalışmalara konu olan Çocuk Hakları’nın çalışma hayatından bağımsız olamayacağı çok açıktır. Bu doğrultuda Uluslararası Çalışma Örgütü’nün yapmış olduğuçalışmalar ile  küreselleşme sürecinde ele alınması gereken en önemli  sorunlardan birinin ‘Çocuk İşçiliği’ olduğu açıklanmıştır.

 

Çocuk, tanım itibariyle bugün anladığımız manaya gelene kadar çok uzun bir tarihsel süreçtengeçmiştir. Her şeyden önce dönemler ve toplumlar itibariyle çocuğa atfedilen anlam, farklılıkgöstermektedir. Fakat 17. yüzyıla kadar genel kanı çocuğun yetişkinden ayrı olarakdüşünülmemesi yönündedir.Öyle ki Avrupa dillerine baktığımızda çocukları yetişkenlerdenfarklı tanımlayacak bir sözcüğe rastlanmamaktadır.

 

17. yüzyıl Avrupası’na geldiğimizde, çocuk masumiyeti ve zayıflığı temsil etmeye başlamıştır. Giyim kuşamdan, oyunun hayatlarına girmesine kadarher şey çocuklarıyetişinkinlerden farklıkılacak şekilde değiştirilmiştir. Fakat bu iyileşme sanayi devrimi sonrası işgücü ihtiyacı nedeniyle sekteye uğramış, günümüzde de kanayan bir yara haline gelmiştir.

 

Çok uluslu, küresel çapta popüleritesi olan ‘marka’laşmış şirketler Çin, Endonezya gibi ükelerde ucuz işgücüsağlamak amacı ile, alt işverenler (taşeron) kullanarakçocuk işgücüden faydalanmaktadır. Bu çocukların ürettiği sporayakkabıları,gelişmiş ülkelerin Endonezya’daki o üretim işcisiyle aynıyaşta olan çocukları  tarafından giyilmektedir. Ya da Kamerun vb ülkelerden ailelerinden kaçırılarakya da aileleri tarafından satılarak  çocuk tacirlerinin elinde gelen çocukların  topladığı‘kakao’lar ile yapılan çikolatalar, Almanya ’nın lüks ‘cafe’lerinden birinde tüketilmektedir. İşsizlik oranının %30 oranlarındaseyrettiği bu ülkelerde, her ne kadar devletpolitikalarının bu yönde olmadığı söylense de, çocuk işçiler kakao tarlalarında çok düşükücretlere yahut hiç bir karşılık ödenmeksizin çalıştırılmaktadır.Çalışma saatleri haftada 80 saati bulmaktadır ve  karşılık olarak ödenen ücret ise saat başına 10cent – 2 dolar civarındadır.

 

Çocuk işçiliği dünya ülkelerinde 168 milyonu bulurken, Türkiye'de İSİG verilerine göre, 2014 itibarı ile çalışan çocuk sayısı 893 bin. ( 1999-2006 yılları arasında istihdam edilen çocuk sayısı 2 milyon 270 binden bu düzeye düşmüştür.)

Aynı verilere göre, 2014 yılının ilk 9 ayında 42 çocuk işçi yaşamını kaybetmiştir.

 

İşçi Sağlığı ve İş Güvenligi Meclisi'nin (İSİG) raporunda çocukların çalışma nedenleri, "Ailelerin yoksulluğu, köyden kente göç, eğitime ulaşamama, kapitalizmin duyduğu ucuz emek gücü ihtiyacı" olarak sıralanmaktadır.

 

Ülkemizde çocuk tanımı ve çocukların işçi olarak çalıştırılabilme koşulları kanunlarda açıklıkla belirtilmiştir.  Cocuk ( 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış veilkoğretimini tamamlamış şahıstır.) ve genç işçilerin sağlık ve güvenliklerini, fiziksel,zihinsel, ahlaki ve sosyal gelişmelerini sağlamak, öğrenimlerini devam ettirebilmeleri veekonomik istismarlarını önlemek için çocuk ve genç işçilerin calışma koşulları6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile de ayrıca duzenlenmiştir.

 

Çocukların çalıştırılabilecekleri işler ise yapısı ve niteliği itibariyle ve yerine getirilmesi sırasındaki özel koşullara göre; çocukların gelişmelerine veyasağlık ve güvenliklerine zararlı etkiihtimali olmayan, okula devamını, meslekieğitimini veya yetkili mercilertarafından onaylanmış eğitimprogramına katılımını ve bu türfaaliyetlerden yararlanmasını engellemeyen işlerdir.

 

Bu kısıtlamaların haricinde çalışma saatleri, dinlenme süreleri vb. gibi birçok düzenleme de bulunmaktadır ;

Çocuk işçilerin günlük çalışma süreleri, yirmidörtsaatlik zaman içinde, kesintisiz ondört saat dinlenmesüresi dikkate alınarak uygulanmalı, hafta tatili izinleri kesintisiz kırksaatten az olmalı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştırılmamalı, işverenler çalıştırdıkları çocukişçinin velisi veya vasisi ile yazılı iş

sözleşmesi yapmalıdır.

Tüm bu düzenlemelere rağmen ülkemizde fiili çalışma hayatında çocukların çalıştıkları ortalama süre günde 9 saat ve haftada altı gün olabiliyor. Üstelik mevsimlik tarım işçisi çocuklarda aynı yetişkinler gibi sözleşmeleri olmadığından ötürü "tarım işçisi" sayılamıyor.

 

Çocuk işçiliği konusunda "Asgari Yaş Sözleşmesi ve Çocuk İşçiliğin En Kötü Biçimlerinin Bitirilmesi"ne yönelik Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri ve Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi'ne Yönelik Uluslararası Program (IPEC) gibi programların sorunun çözümünde çok etkili araçlar olmadığı görülüyor.

 

23 Nisan’da kutlayacağımız Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı yukarıda belirttiğimiz şartları göz önüne alarak bilinçli ve yapıcı olarak değerlendirebilmek dileğiyle...